يُؤتِي الْحِكْمَةَ مَن يَشَاء وَمَن يُؤْتَ الْحِكْمَةَ فَقَدْ أُوتِيَ خَيْرًا كَثِيرًا وَمَا يَذَّكَّرُ إِلاَّ أُوْلُواْ الأَلْبَابِ
Yu’til hikmete men yeşâu, ve men yu’tel hikmete fe kad ûtiye hayran kesîrâ(kesîren), ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi).
(Allah) hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse böylece ona çok hayır verilmiştir. Ve ulûl elbabtan başkası tezekkür edemez.
1. | yu'ti | : verir |
2. | el hikmete | : hikmet |
3. | men | : kişi, kimse |
4. | yeşâu | : diler |
5. | ve men yu'te | : ve kime verilir(se) |
6. | el hikmete | : hikmet |
7. | fe | : o zaman, o taktirde, böylece |
8. | kad | : olmuştu, olmuştur |
9. | ûtiye | : verildi |
10. | hayran | : bir hayır |
11. | kesîren | : çok |
12. | ve mâ yezzekkeru | : ve tezekkür edemez, düşünemez |
13. | illâ | : ancak, sadece, hariç, den başka |
14. | ulû el elbâbi | : ulûl'elbab, sırların sahipleri |
AÇIKLAMA
Bismillâhirrahmânirrahîm
Bismillâhirrahmânirrahîm
Allahû Tealâ hikmeti, hakedenlere verir; diledikleri, hikmeti hakedenlerdir. İsmi ulûl'elbabtır, lübblerin sahipleridir. Burası, 5 duyu ile elde edilemeyen fizikötesi şeyleri Allah'ın ihsan etmesi haline ulaşma noktasıdır.
Hikmetin birinci kademesi ulûl'elbab, ikinci kademesi ihlâs, üçüncü kademesi salâh makamlarıdır. Hikmetin ötesi salâh makamının 5. kademesidir. Bu 3 makamın hepsinin adı, ulûl'elbabtır. Hikmet bir muktesep haktır, kesbedilmeden edinilmez. Kesbî bir statüde kişinin mutlaka daimî zikre ulaşmasını gerektirir. hikmet sahipleri 4 tane vasıf şartının sahibidir:
Hikmetin birinci kademesi ulûl'elbab, ikinci kademesi ihlâs, üçüncü kademesi salâh makamlarıdır. Hikmetin ötesi salâh makamının 5. kademesidir. Bu 3 makamın hepsinin adı, ulûl'elbabtır. Hikmet bir muktesep haktır, kesbedilmeden edinilmez. Kesbî bir statüde kişinin mutlaka daimî zikre ulaşmasını gerektirir. hikmet sahipleri 4 tane vasıf şartının sahibidir:
- Daimî zikrin sahipleridir.
- Nefslerinde hiçbir afet kalmamıştır.
- Kalp gözleri açıktır.
- Kalp kulakları açıktır.
- Ehl-i hayır olmak: Bu insan daimî zikre ulaştığı için hep derecat kazanır, hep hayırdadır. Allah'ın emrettiği herşeyi yapar, yasak ettiği hiçbir şeyi yapmaz. Bu sebeple derecat kaybetmesi mümkün değildir.
- Ehl-i hüküm olmak: Kişi âyetlerin arasındaki illiyet rabıtasını kesin bir şekilde bilir. Herhangibir konuda kişi Allah'tan sorarak Allah'ın hükmünü icra etmek üzere vazifeli kılınmıştır.
- Ehl-i tezekkür olmak: Her an Allah ile konuşmak imkânının sahibidir. Allahû Tealâ'ya sualini sorar ve cevabını alır.
Yorumlar
Yorum Gönder